December 31, 2016
December 3, 2016
November 22, 2016
November 22, 2016
May 25, 2016
May 4, 2016
April 30, 2016
March 10, 2016
March 3, 2016
Recent Posts
Featured Posts
KANSER
November 30, 2014

Kanser riskini azaltmada, kilo artışının önlenmesine yönelik diyetle ilgili beslenme şeklinde yapılacak değişikliklerin yanında, fizik aktivite ve sigara içme alışkanlığını da içeren hayat şeklinde de yapılacak değişikliklerin büyük önemi vardır. Santral tipteki obezite, başta meme kanseri olmak üzere, endometriyum (rahim), kolorektal, böbrek, özefagus (yemek borusu) kanserlerinde bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Ayrıca karaciğer ve prostat kanseri ile şişmanlığın arasında bir pozitif yönde bir ilişki tespit edilmiştir.
Kilo artışı nasıl kanser gelişimine yol açmaktadır ? Burada sorumlu birçok mekanizma vardır. Şişman kişilerde kronik bir inflamasyon dediğimiz iltahabi bir olay vardır. Ayrıca bağışıklık sistemi bozulmuştur. Bu iki durum tümör gelişimini kolaylaştırır. Yine yağ dokusunda bazı hormonların yapımı artarken bazılarının metabolizması azalır veya değişir. Bu hormonlara örnek olarak östrojeni verebiliriz. Bu hormon şişman kişilerde artmıştır. Buna bağlı meme ve rahim kanseri riski bu kişilerde artmış olduğu gösterilmiştir. Benzer şekilde insülin, insülin benzeri büyüme hormonu, bunu bağlayan plasmadaki proteinlerin şişmanlıkla değişmesi kanser gelişimini kolaylaştıran faktörlerdir. Bu bakımdan insülini fazla salgılatmamak veya salgılanan insülinin dokular tarafından kullanılmasını sağlamak, diyet ve fizik aktivitenin amacıdır. Bu yüzden meyve, sebze özellikle taneli sebzeler (fasülye, bezelye vs.) tüketmek hem uzun dönemde kilo kontrolü icin hem de kanserden korunmada önemli olduğu bildirilmektedir.
İşlenmiş etin kolorektal kanserleri arttırdığı iddia edilmektedir. Bir çalışmada, hergün 50 gr., işlenmiş et ürünü veya 100 gr., kırmızı et yemek kolorektal kanser olma riskini %15-20 oranında arttırdığı gösterilmiştir. İşlenmiş etlere ilave edilen nitrit/nitrat’ların mutajen olduğu ve pişirme esnasında yüksek ısı ile veya safra asidleri ile karşılaştığında bu mutajen olma özelliğini kazandığı iddia edilmiştir. Bu nedenle et ve et ürünlerinin çok pişirilmemesi tavsiye edilmektedir. Özellikle kolorektal kanserlerle ilgili olarak diyette meyve ve lifli sebzelerin olması önleyici rol oynamaktadır.
Son olarak alkol alışkanlığı ile ilgili olarak meme,ağız, gırtlak ve mide-barsak kanserleri açısından bir risk faktörü olduğu bilinmektedir. Alkol ile birlikte sigara içiminin ise bu kanserler icin riski 2 katına çıkardığı gösterilmiştir. Alkolün, mutajen aldehite dönüşerek ve karaciğer enzimlerini bozup, bazı tümör oluşumunda rolü olan hormonların yarılanma ömrünü azaltarak, kansere yol açabileceği belirtilmektedir.


